Azerbaycanlı sanatçı Faig Ahmed, geleneksel halılardan ilham alarak eserlerini yaratıyor. Kültürel kimliğine ve aidiyetine olan bağlılığı, onun çağdaş sanatı geleceğe taşımaktaki en önemli motivasyonu haline geliyor ve sanat tartışmalarına yeni bir perspektif sunuyor.
Sanat tarihi, her dönüşümde eleştirileri beraberinde getirir. Değişen dünya ile birlikte sanat da kendini yenileyerek bu değişimle yüzleşiyor. Modern dünyanın sanatla ilişkisi, sanat üretimini hızlandırarak sık sık eleştiriliyor. Ancak geleneği çağdaş sanata aktarmayı başaran sanatçılar, bu alanda dikkat çeken isimler arasında yer alıyor. Faig Ahmed, Azerbaycan halılarına duyduğu derin bağlılıkla, büyüdüğü kültürün özünü sanatına yansıtıyor.
Kültürel belleğin rolü
Kendi kültürüne duyduğu hassasiyet, Ahmed’i geleceğe aktarma konusunda yönlendiriyor. Kendisine yöneltilen “Yeni ve farklı olma kaygısıyla hareket eden çağdaşlarınız arasında geçmişten beslenmeniz hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna, “Köklerimden ilham almayı tercih ettim.” şeklinde yanıt veriyor. Sanatçının ilham kaynağını kendi çevresinde bulması ona yenilik getiren bir yaklaşım sunuyor. Çalışmalarında geleneksel unsurlar öne çıkarken özellikle “Geri Dönüşen Gelenek” eseri, kültürün yeniden yorumlanmasına dair etkileyici bir hikâye barındırıyor. Eski bir Karabağ halısını dönüştürmesi, hem onun fikrini hem de eserini özetliyor.
Hayatın tüm yüzleri
Ahmed’in “Sosyal Anatomi” performansı, çağdaş sanatta dikkat çeken bir başka örnek. 2016 yılında gerçekleştirilen bu performansta, katılımcılar bir Azerbaycan halısı üzerinde doğum, ölüm, düğün ve cenaze gibi yaşam döngülerini canlandırdılar. Halının üzerinde yaşanan tüm bu anlar, sanatın merkezinde yeniden hayat buldu. Sanat tarihinin kalıplarını kıran işler, modern ve çağdaş sanatın temellerini atıyor. Ancak Ahmed, geçmişe odaklanmak yerine, geleneği ve duygu dünyasını harmanlayarak daha ileriye taşımayı başarıyor.