İngiliz yazar William Shakespeare’in ünlü oyunu Romeo ve Juliet’in kahramanlarının yaşadığı İtalya’daki tarihî Verona şehri, dünyanın dört bir yanından gelen turistlerin uğrak yeri olmuştur. Kan davalı iki ailenin çocukları olan Romeo ve Juliet’in dramı, bugün bir gelir kapısıdır.

Olay 16. yüzyılda geçer. Varlıklı ve ünlü iki İtalyan ailesi, Capuletler ile Montecchiler yıllardır birbirine düşman olan iki ailedir. Montecchilerin oğlu Romeo, Capuletlerin kızı Juliet’e ilk bakışta âşık olur. Ancak aileler düşmandır ve bu nedenle iki genç, bir rahibin yardımıyla herkesten gizlice nikâhlanır. Bu sırada aileler arasındaki kan davası devam etmektedir. Nikâhtan sonra şehir meydanında bir kavga çıkar. Bu kavga sırasında Romeo, Juliet’in kuzenini öldüren bir aile üyesini öldürür.
İşler iyice karışır. Capulet ailesi, olaydan sonra intikam alacaklarına dair yemin eder. Bunun üzerine şehri terk eden Romeo, Mantua’ya kaçar. Juliet’in ailesi, Juliet’i Kont Paris ile evlendirmeye niyetlenir. Juliet, bu durumdan kurtulmak için ilaç içer ve ölü taklidi yapar. Romeo geri döndüğünde, Juliet’in zehir içip öldüğünü sanarak kendisi de zehir içerek intihar eder. Juliet, ilacın etkisi geçtikten sonra uyanır, Romeo’nun öldüğünü görüp canına kıyar.

İtalya’nın kuzeyinde yer alan tarihî Verona şehrinde cereyan ettiğine inanılan bu hikaye, ilk olarak 1524 yılında İtalyan şair Luigi da Porto tarafından yazıldı, 60 yıl sonra da ünlü İngiliz yazar William Shakespeare tarafından Romeo ve Juliet ismiyle tiyatro oyununa dönüştürüldü.
Bugün Verona şehri ve Juliet’in yaşadığı ev, dünyanın dört bir yanından gelen turistlerin akınına uğruyor. Genç-yaşlı, evli-bekar, çocuk, yüz binlerce turist Juliet’in evini ve mezarını ziyaret ediyor.
Her yıl milyonlarca turist çeken İtalya’da, Venedik eşi benzeri olmayan kanallarıyla, Roma imparatorluk mirasıyla, Floransa ise sanatıyla tanınır. İtalya’nın bir diğer yıldız şehri ise Verona’dır. UNESCO’nun “dünya mirası” listesinde yer alan Verona’yı ünlü yapan da Romeo ve Juliet’tir. Şehir, Milano ile Venedik arasında, Po Ovası’nda yer alıyor. Oldukça zengin bir geçmişe sahip olan şehrin nüfusu 260 bin kişi. Burası, farklı dönemlere ait zarif ve oldukça şık tarzda yapılmış evler, meydanlar, hareketli alışveriş mekanları ve binalarıyla tarihin izlerini yaşatan çok ilginç bir şehir olarak karşımıza çıkıyor.

Tarihî doku titizlikle korunmuş. Şirin taş veya ahşap binaların adeta bir kanala, zaman zaman Mardin’de olduğu gibi tünele dönüştüğü daracık sokaklardan akan kalabalığa katılarak Juliet’in yaşadığı eve geliyoruz. Burası “Via Cappello” Caddesi 23 numara. Şehre gelen turistlerin en önemli durağı.
Geçmişi 13. yüzyıla kadar uzanan Capuletlerin evi, 1905’te belediye tarafından satın alınmış ve bugünkü görünümüne 80 yıl önce yapılan restorasyon çalışmasıyla kavuşmuştur. Shakespeare’in eserinden esinlenilerek eve o tarihte bir de ünlü balkon ilave edilmiştir.


Juliet’in Romeo’yu beklediği balkon olarak bilinen bu balkonda hatıra fotoğrafı çektirmek, turistlerin en büyük isteği. Eve giriş ücreti “altı” avrodur. Balkon’da fotoğraf çektirmek ise parayla değil sırayla yapılıyor. İlgi fazla olduğu için kuyrukta beklemek gerekiyor.
Juliet’in evi, evli çiftlerin evlilik yıl dönümünü kutladığı, bekârların hayaller kurduğu, duvarlara not bıraktığı bir yer haline gelmiş, hatta burada evlenmek ve nikâhını kıymak için gelen çok sayıda turist bulunmakta. Öyle ki bu iş için turlar ve organizasyonlar oluşturulmuştur. Yani iki gencin dramı, bugün ülkenin gelir kapısı haline dönüşmüştür.
Buraya olan ilgi öylesine farklı boyutlara ulaşmıştır ki bahçede bulunan Juliet heykeline dokunan bazı kişilerin “sonsuz aşka” ulaşacağına inanarak çeşitli hurafeler oluşmuştur.

Bahçedeki duvarlar, çeşitli dillerde yazılmış mesajlar ve notlarla kaplıdır. Türkçe ve Arapça yazılar da dikkat çeker. Ziyaretçiler duvarlara isim, şiir veya kişisel notlar bırakmış. Yetkililer bu durumdan rahatsız olsalar da duvarların bu şekilde kullanılmasını engelleyemediler.
Bahçe o kadar kalabalıktır ki yılın neredeyse her günü böyle yoğun geçer. Sadece kış aylarında ziyaretçi trafiğinde azalma görülür. Giriş kapısında bulunan dilenci, bu kalabalıktan payını almak için ziyaretçilere İtalyanca veya İngilizce dualar ederek para ister.

Montecchilerin evi, Capuletlerin evine oldukça yakındır ve yürüyerek sadece birkaç dakika mesafededir. “Via Arche Scaliger” Caddesi üzerinde, 4 numarada bulunur. Ancak burası ziyarete açık değildir ve Juliet’in evindeki ilgi burada bulunmamaktadır.
Evet, Shakespeare gibi ünlü bir yazar tarafından kaleme alınan ve etkili bir şekilde tanıtılan acıklı bir hikaye, sonuç olarak böyle bir etki yaratıyor. Verona’daki evlerden biri, bu sayede dünyanın dört bir yanından gelen turistlerin ilgisini çeken bir mekan haline geliyor.