C.A.M. Galeri, sanatçı Amar Kılıç’ın “ŞîN” adlı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. 25 Ocak’a kadar gezilebilecek olan bu etkileyici sergi, tarihsel ve kültürel göndermeleriyle dikkat çekiyor. Kılıç’ın sergisi, mitolojik tanrısal anlatılardan günümüzün görsel ve sözlü hafızasına uzanan çok katmanlı bir sanat deneyimi sunuyor.
“ŞîN” Sergisi: Renkler, Hafıza ve Mimariyi Birleştiren Anlatılar
Amar Kılıç’ın “ŞîN” başlıklı sergisi, C.A.M. Galeri’de izleyicileriyle buluşuyor. Sergi, adını Kürtçede “yaşam” anlamına gelen “jîn” kelimesinden alıyor ve mitik, geleneksel ile güncel olan anlatılar arasında bir bağ kuruyor. Kılıç, Mardin ve çevresindeki kültürel çalışmalarını sergide, mavi renk üzerinden ifade ediyor. Mavi, kentin eski sakinlerine ait mimari yapıları sembolize eden resimlerde, geçmişin hatırlanması ve yasla birleşiyor. Serginin sembolleri arasında güvercinler, anahtarlar, mimari yapılar ve güneş ışıkları yer alıyor.
Sergide her güvercin, paslanmış her anahtar, küflenmiş duvarlar ve bahar yosunlarıyla yeşermiş detaylar, hafızalarındaki mavi ile birleşiyor. Bu fotoğrafik kompozisyon, izleyiciye geçmişin ve günümüzün arasındaki ince bağı gösteriyor.

ŞîN: Mavi, Yas ve Hafızalar Arasındaki Derin Bağ
Amar Kılıç, sergisinde mavi rengini sadece bir estetik öge olarak kullanmıyor; aynı zamanda yas ve hafıza temalarını görselleştiriyor. ŞîN sergisi, mimari değişimlerin ve kent içindeki tarihsel dönüşüm sürecinin derinliklerine iniyor. Sanatçı, kentle birleşen mavi rengi, canlı ve cansız varlıklarla fotoğraflayarak yerel dildeki anlam karşılıklarına da dikkat çekiyor.
Serginin temelinde, İnanna ve Dumuzi gibi mitolojik figürlerden alınan ilham yer alıyor. Sümer ve Babil mitolojilerinde mevsim döngülerini belirleyen bu tanrılar, insanlık tarihindeki değişimleri ve kaybolan sembollerle birlikte sergide yeniden hayat buluyor. Sanatçı, bu mitolojik karakterlerin hikayelerini ve kaybolmuş tarihsel sembolleri fotoğraf aracılığıyla modern bir bakış açısıyla sunuyor.

İnanna ve Dumuzi’nin Mitolojik Anlatılarıyla Zamanın Yolculuğu
Sergide, İnanna ve Dumuzi’nin mevsim değişimi ve kültürel dönüşüm temaları, fotoğraflarla yeniden yorumlanıyor. İnanna’nın “dönüşü olmayan ülkeye” gitmesi, geçmişin kaybolmuş, unutulmuş simgeleriyle yüzleşmeyi sağlıyor. Amar Kılıç, bu yüzleşmeyi şu şekilde tanımlıyor:
“İnanna ve Dumuzi, sıcak bir kent mimarisinin içinde, taşlardan ve duvarlardan kentin eski sahiplerinin evlerinde, bereket balıkları, şifa yılanları ve güvercinlerle yeniden mavileniyor. Gidenlerin götürdüğü baharın mavilenmesi gibi…”
Bu yüzleşme, eski zamanlardan kalan simgeleri günümüz sanatına taşırken, balık, yılan, güvercin ve anahtar gibi sembollerle anlam kazanıyor. Balık, bereketi simgelerken, yılan, yerel inançlarda şifa ve korumayı temsil ediyor. Anahtar, kentteki eski yapıları sembolize ederken, güvercin de şehri terk edenlerin hatıralarını taşıyor.

Tiamat ve Marduk: Yaratılış Mitosu ve Fotoğrafın Derinliği
ŞîN sergisinde, Tiamat ve Marduk’un mitolojik mücadelesi de yer alıyor. Tiamat’ın yok oluşu ve ardından gelen yeşermeler ile yeni bir yaşamın başlangıcı, unutulmuş tarihlerin yeniden canlanmasını simgeliyor. Babil Yaratılış Destanı‘ndan ilham alan bu anlatı, Fırat ve Dicle‘nin suladığı Mezopotamya’yı ve bu coğrafyanın sürekli değişen doğasını sorguluyor.
Sanatçı, yılan motifi ile varlık ve yokluk arasındaki alegoriyi derinleştiriyor. Fotoğraf imgesi, sembolize edilen idealize edilmiş kadın bedeni ve yılan arasındaki buluşma ile anlatıyı pekiştiriyor.

Sergi Detayları
Amar Kılıç’ın “ŞîN” sergisi, 25 Ocak tarihine kadar C.A.M. Galeri‘de görülebilir. Sergi, izleyicilere sadece görsel bir şölen sunmakla kalmıyor, aynı zamanda tarih, kültür ve mitoloji ile günümüzün sanatsal bağlarını kuran derin bir deneyim vaat ediyor.