15. Havana Bienali, “Paylaşılan Ufuklar” temasıyla, sanatı yalnızca gözle değil, tüm duyularla deneyimlemeyi amaçlıyor. Bienal, sanatı toplum ve kültür düzeyinde yeniden anlamlandırarak, insanlığı birleştiren bilgi ve sevgi alanlarını keşfetmeyi hedefliyor. Bu yılki edisyon, Asya, Afrika, Orta Doğu, Latin Amerika ve Karayipler’den sanatçıları uluslararası bir platformda tanıtmayı amaçlıyor.
“Şehir Kokuları Serisi” ile Nihat Özdal’dan Duyusal Bir Yolculuk
Bienalin en dikkat çeken performanslarından biri, Türk sanatçı Nihat Özdal’a ait. Acacia Sanat Galerisi’nde gerçekleştirdiği performansla, sanatı sadece gözle değil, tüm duyularla deneyimlenen bir yolculuğa dönüştüren Özdal, **“Şehir Kokuları Serisi”**ni Havana’da sergiliyor. Daha önce Bağdat, Berlin ve Tokyo gibi şehirlerde büyük ilgi gören bu proje, Havana ile yeni bir boyut kazanıyor.
Özdal, şehri ve kültürel belleğini kokularla yeniden inşa ederken, Havana’nın atmosferini tarihî ve kültürel izlerle birleştiriyor. Sanatçı, eserini şu şekilde tanımlıyor: “Havana sokaklarının duvarlarından aldığım parçalar, puro tütünü, rom, tarçın, karanfil, vanilya ve Hindistan cevizi bu kokuya eşlik eden notalar oldu. Bir yolculuk, gözle görünenden fazlasıdır; bazen yolculuklarımızda bize eşlik eden burnu unutuyoruz.”
Havana Kokusu: Şehirle Benzersiz Bir Bağ Kurma
Nihat Özdal’ın “Havana Kokusu” performansı, izleyicilere sadece bir koku değil, Havana’nın hikayesini duyusal bir biçimde deneyimleme fırsatı sundu. Bu eşsiz enstalasyon, Acacia Sanat Galerisi’nde sergilenmeye başlandı. Ziyaretçiler, kentin geçmişini ve kültürel dinamiklerini koku aracılığıyla keşfederken, şehre dair kalıcı izler bırakan bir deneyim yaşadılar.
Havana’nın Tarihsel ve Kültürel Katmanları
Havana Bienali‘nin bu yılki “Paylaşılan Ufuklar” teması, dayanışmayı ve insanla doğa arasındaki bağı güçlendirmeyi hedefliyor. Nihat Özdal’ın “Havana Kokusu” çalışması, bu temayı duyusal bir boyutta keşfederek, koku aracılığıyla insanların ortak bir deneyimi paylaşmasını sağlıyor. Özdal’ın performansı, bienalin topluluklar arasında yakınlık yaratma vizyonu ile mükemmel bir uyum içinde.
Bienalin sanatçılardan beklentisi, sanatın yalnızca galerilerle sınırlı kalmaması, yerel topluluklarla birlikte üretim yapılarak sanatı hayatın bir parçası haline getirmeleri. Nihat Özdal’ın bu yaklaşımı, kolektif yaratım sürecinin güçlü bir örneği olarak dikkat çekiyor. Özdal, Havana’nın kokusunu bir duyusal harita olarak yeniden kurgulayarak, ziyaretçileri şehrin tarihsel ve kültürel katmanlarını kokularla keşfetmeye davet ediyor.